top of page

Arzunun İzinde – Köpek Dostlarımız, Ebeveynlik ve Bağımlılıklar Arasındaki Bağlantılar

  • Yazarın fotoğrafı: Mehmet Cihat Keles
    Mehmet Cihat Keles
  • 29 Eki 2024
  • 6 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 29 Kas 2024



Arzu, hepimizin içinde taşıdığı, görünmeyen ama her şeyimizi şekillendiren o içsel itki. Her sabah yataktan kalkmamızı sağlayan, hayatımıza anlam ve yön veren şeylerden biri aslında. Bir köpek sahibi olmak, çocuk sahibi olmayı düşünmek ya da bağımlılıklarla boğuşmak… Bunların hepsi, içimizdeki arzunun farklı şekillerde dışa vurulmuş halleri. Gelin, bu üç deneyime birlikte bakalım ve insanı insan yapan bu derin dürtüyü keşfe çıkalım.


Köpek Sahibi Olmak: Sessiz Bir Dosttan Gelen Güven


Bir köpekle yaşamak, bir yoldaş edinmenin en saf hallerinden biridir. Köpeğinizle göz göze geldiğinizde, o minik bakışlarda sizi anlayan bir dost bulursunuz. Mesela, kötü bir gün geçirdiğinizde ve kanepenize yığıldığınızda, köpeğinizin yanınıza gelip başını dizlerinize koyduğunu düşünün. Hiçbir söz, hiçbir “nasılsın?” sorusu yok; sadece o bakışlar ve varlıklarıyla sundukları güven… İşte burada arzumuz, sevilmek, anlaşılmak ve güven hissetmek gibi duygusal ihtiyaçlarımızla buluşur. Köpek sahipliği, bize başka bir insanın ya da çocuğun karşılayabileceği gibi güçlü bir bağ sunar, hatta bu bağ çoğu zaman karmaşadan arınmış ve saf bir şekilde karşımızda durur.


Bir köpek, sadakati ve sevgisiyle o kadar samimi bir dosttur ki, birçok insan bu bağın yanında başka hiçbir şey aramayabilir. Evcil hayvan sahipliği araştırmaları, insanların köpekleriyle kurdukları bu bağın onlara güçlü bir duygusal destek sunduğunu gösteriyor. Bu bağ bazen, çocuk sahibi olma arzusunu bile dengeleyebilir. Belki çocuk sahibi olmak yerine bir köpekle yaşamak bize, yükümlülüklerden uzak ama yine de içimizdeki o güçlü bağlılık duygusunu yaşatabilen bir deneyim sunar.


Ebeveynlik: Arzunun Karışık, Zengin Hali


Peki, çocuk sahibi olmayı arzulamak ne anlama geliyor? Bir çocuk sahibi olmanın hayatı nasıl değiştireceğini düşünün. İçinizde, bir başka insana dünyayı gösterme, onu büyütme ve yol göstermenin sorumluluğunu taşıma arzusu uyanabilir. Ebeveynlik, sadece sevgiyi değil, aynı zamanda sürekli bir bağlılığı, korumayı ve rehberliği içerir. Belki de bu yüzden, bazı insanlar köpek sahipliği gibi daha az yükümlülük gerektiren bir deneyimi tercih edebilirken, diğerleri çocuk sahibi olmanın yoğun bağlanma ihtiyacını tercih ederler.


Ebeveynlik, köpek sahipliğine kıyasla daha karmaşık ve zahmetli bir tatmin yoludur. Çocuk büyütmek, uykusuz gecelerden sabahları ilk adımları izlemeye kadar sayısız duygusal dönemeçle doludur. Ebeveyn olmayı seçenler, içlerindeki bağlılık ve anlam arzusunu bu yoğun deneyimle tatmin etmeyi seçerler. Ama kimileri için, köpeklerin sadakati ve sevgisi bu arzuyu dengeleyebilir; daha yalın bir yolda, daha saf bir bağlılık sunar.


Bağımlılıklar: Tatminin Tehlikeli Döngüsü

Arzu bizi bazen de tehlikeli bir yola sokar. Bağımlılık, içimizdeki tatmin arayışının kontrolsüz bir hale büründüğü noktada başlar. Bu, sadece madde bağımlılığıyla sınırlı değil; yiyecek, teknoloji, hatta alışveriş bağımlılığı da olabilir. İnsan, tatmin duygusunu sıkça bulamadığı ya da aşırı yoğun hissettiği zaman, kendini tehlikeli döngülerde bulur. Bu bağımlılık döngüsü ise arzu – özlem – yoğun his (rush) – çöküş döngüsünü içerir.


Örneğin, stresli bir günün sonunda içilen bir kadeh şarap zamanla rahatlamak için kaçınılmaz bir ihtiyaç haline gelirse, bu bağımlılığa dönüşebilir. Ya da tatlı yeme arzusu, gün boyunca birden fazla çikolata tüketimine neden olabilir. Beynimiz, ödül sisteminde küçük zaferler kazandıkça daha fazlasını istemeye başlar. Bir süre sonra, tatmin olma arzumuz bizi bu tür döngülerde tutar ve kontrolü elden kaçırmamıza yol açar. Bağımlılıklarla mücadele eden bireyler, hayatlarına anlam ve tatmin katacak daha sağlıklı bir yol bulana kadar bu döngüden çıkmakta zorlanır.


Peki, Neden Arzu Ederiz?


Köpek sahibi olmak, çocuk sahibi olmak ya da bağımlılıkla mücadele etmek… Tüm bu farklı deneyimler, aslında içimizde aynı duygusal ihtiyacın izini taşır: arzunun tatmini. İnsan, güven, bağlılık ve anlam arayışı içindedir. Köpek dostlarımızda bulduğumuz basit ama güçlü bağlar, çocuklarımızla kurduğumuz karmaşık ama derin ilişkiler ya da bağımlılıkların kısa süreli rahatlatıcı etkisi hep aynı noktada birleşir: tatmin arayışında.


Bir köpek sahibiyseniz, köpeğinizin sabahları sizi uyandırmak için yüzünüze dokunduğunu hayal edin. Bu sevgi dolu uyanış, size o anı yaşamanız için bir neden sunar. Ebeveyn olan biri için çocuğunun ilk “anne” veya “baba” deyişi, tüm zor anları unutturacak bir mutluluk kaynağıdır. Bağımlılıkla boğuşan biri ise belki bir günü daha rahat geçirebilmek için bağımlılığını bir süreliğine de olsa tatmin eder.


Arzu, bizi motive eden, bazen neşelendiren, bazen ise kontrolden çıkmış gibi hissettiren o güçlü duygudur. Fakat bu güçlü duyguyu nasıl ve neyle tatmin edeceğimiz tamamen bizim elimizde. Sağlıklı bağlarla kök salan bir tatmin arayışı, bizi daha mutlu, dengeli ve anlam dolu bir hayata taşırken, kontrolsüz arzular, yani bağımlılıklar, bizi yorucu döngülerde tutabilir. İyi bir dost, sağlıklı bir rutin ya da anlamlı bir bağ kurmak, bu döngüyü kırmanın ilk adımları olabilir.



İlk bölümde, arzumuzun hayatımızdaki farklı yönlere nasıl dokunduğunu, köpek sahipliğinden ebeveynliğe ve bağımlılıklara kadar uzanan bir tatmin arayışını ele aldık. Şimdi, köpek sahiplerine, köpekleriyle olan bağı güçlendirmek ve her ikisi için de daha tatmin edici bir yaşam oluşturmak adına günlük veya haftalık uygulanabilecek önerilere geçelim.


Arzu, bağlanma ve tatmin temaları ışığında köpek sahiplerinin, bu güçlü bağın tadını çıkarabileceği bazı önerilere bakalım.


1. Günlük Duygusal Bağ Kurma Ritüelleri


Her gün, köpeğinizle özel bir “bağ kurma anı” yaratmak, onunla aranızdaki bağı güçlendirir. Bunun için şu önerileri uygulayabilirsiniz:


Göz Teması ve Yavaş Temas: Göz teması, köpeğinize güven duygusu verir. Göz göze geldiğinizde ona yavaşça göz kırpın. Ayrıca, gün içinde birkaç dakikanızı ona yavaşça dokunarak, başını okşayarak geçirin. Dokunma, köpeğinize kendisini güvende ve sevgi dolu hissettirecek basit ama etkili bir yoldur. Örneğin, sabahları kısa bir süre ona odaklanarak başını okşamak veya gün ortasında bir dinlenme anında ona sarılmak, ikiniz için de büyük bir rahatlama sağlar.


Duygusal Aynalama: Araştırmalar, insanların köpekleriyle olan ilişkilerinde empati seviyelerini artırmak için “duygusal aynalama” yapabileceğini gösteriyor. Köpeğinizin ruh halini gözlemleyin ve ona göre tepki verin. Örneğin, eğer gergin görünüyorsa sakin ve yavaş hareketlerle yanında olun; enerjikse onunla oyuna katılın. Bu, köpeğinizin ihtiyaçlarını daha iyi anlamanıza ve karşılamanıza yardımcı olur.


2. Haftalık "Bağ Güçlendirme Günleri"


Haftada bir gün, köpeğinizle aranızdaki bağı özel olarak güçlendirmek için bir “bağ güçlendirme günü” yapabilirsiniz. Bu, köpeğinize yoğun bir ilgi göstermek ve ikiniz için de yeni deneyimler yaşamak adına harika bir fırsattır.


Birlikte Yeni Bir Şey Keşfetme: Birlikte yeni bir yeri keşfetmek, doğa yürüyüşü yapmak ya da parkta farklı oyunlar oynamak gibi etkinlikler, köpeğinizle aranızdaki güven ve heyecan duygusunu artırır. Köpekler, yeni ortamlar keşfederken hem fiziksel hem de zihinsel olarak enerjik olurlar. Bu tür etkinlikler, köpeğinizle birlikte daha fazla vakit geçirmenizi sağlar ve güven bağınızı pekiştirir.


Eğitim Seansları: Eğitim seansları, köpeğinizle aranızdaki iletişimi güçlendiren bir başka etkinliktir. Haftada bir gün, köpeğinize yeni bir komut öğretmeye çalışabilirsiniz. Bu eğitim sürecinde pozitif pekiştirme (örneğin, ödül mamaları veya övgüler) kullanarak köpeğinize olumlu bir deneyim yaşatabilirsiniz. Bu, köpeğinizin öğrenme isteğini artırır ve sizinle arasındaki bağın derinleşmesine yardımcı olur.


3. Duyusal Bağlanma Aktiviteleri


Köpekler, görme, duyma ve koku alma gibi duyularını etkin bir şekilde kullanarak çevreleriyle bağ kurarlar. Köpeğinizin duyusal ihtiyaçlarını karşılamak, onun tatmin duygusunu artırır ve sizinle olan bağını güçlendirir.


Koklama Seansları: Köpeğinizin doğal bir ihtiyacı olan koklama etkinliğine zaman ayırın. Örneğin, bahçeye saklanmış yiyecekleri bulması için küçük bir arama oyunu oynayabilirsiniz. Koklama, köpeğinizin zihinsel tatminini sağlar ve stresi azaltır.


Sesli Bağlantı Anları: Gün içinde onunla konuşarak ya da ona hafif bir ses tonu ile komut vererek sesinize alışmasını sağlayın. Araştırmalar, köpeklerin ses tonlarına oldukça duyarlı olduğunu gösteriyor. Onunla konuşurken sakin ve sevgi dolu bir ton kullanmak, ona kendisini rahat ve güvende hissettirir.


4. Bağımlılıklardan Uzaklaşmak İçin Köpeğinizle "An’a Odaklanma"


Bağımlılık döngüsünün kırılmasında “anda kalmak” önemli bir adımdır. Köpeğinizle birlikteyken telefondan veya dikkatinizi dağıtan diğer teknolojik cihazlardan uzak durun. Onunla birlikteyken sadece ona odaklanın, gözlerinizi kapatıp derin bir nefes alın ve onunla geçirdiğiniz anın tadını çıkarın.


Meditatif Yürüyüşler: Yürüyüşler sırasında köpeğinizin her adımını, çevresini koklamasını, etraftaki her sesi dinlemesini izleyin. Bu farkındalık anları, hem sizi hem de köpeğinizi an’a getirir ve kaygılarınızdan uzaklaştırır. Gözlerinizi kapatarak onun burnundan gelen kokuyu ya da adımlarını hissetmeye çalışın; bu anda kalmak, köpeğinizle olan bağınızı güçlendirir.


Ortak Sessiz Anlar: Günün belli zamanlarında, birlikte sessizce oturmayı deneyin. Bu, köpeğinizin huzur içinde yanınızda dinlenmesini sağlar ve bu sessiz bağlantı anları, köpeğinizle paylaşabileceğiniz en samimi bağlardan biridir.


5. Özel Bağlanma Anı ile Rutinleri Güçlendirme


Köpekler rutinleri sever, çünkü rutinler onlara güven verir. Günlük rutininizde köpeğinizle özel bir “bağlanma anı” yaratın. Bu an, her gün aynı saatte ona küçük bir ilgi göstermek ya da birlikte bir şeyler yapmak olabilir.


Uyandırma veya Yatma Ritüeli: Her sabah uyandığınızda veya her gece yatmadan önce birkaç dakika boyunca köpeğinizle özel bir bağlanma anı yaratın. Örneğin, uyandığınızda ona günaydın diyerek ve başını okşayarak başlamak, onun size olan güvenini artırır.


Birlikte Beslenme Saati: Günlük beslenme rutinini sadece yemek verme olarak düşünmeyin. Bu zamanı özel bir bağ kurma anı olarak değerlendirin. Ona sevgi dolu sözler söyleyin ve yemeği hazırlarken yanınızda durmasına izin verin. Beslenme, köpeğinizin en temel ihtiyaçlarından biridir ve bu anları bir bağlanma fırsatına dönüştürmek aranızdaki bağı güçlendirecektir.


Bu önerilerle, köpeğinizle birlikte geçirilen zamanın daha özel ve bağlayıcı olmasını sağlayabilirsiniz. Bu ritüeller ve aktiviteler, her ikinizin de tatmin duygusunu artıracak ve aranızdaki bağı daha sağlam kılacaktır. Unutmayın, köpeğinizle aranızdaki bağ, sadece fiziksel değil, aynı zamanda derin bir duygusal yolculuktur. Her gün bu yolculukta bir adım daha atarak, onunla birlikte hayatın keyfini çıkarabilirsiniz.





Kaynaklar:

  1. Arzunun Psikolojisi

    Psychology of Craving, Sushil Sharma, Bal Nepal, Carolyn S. Moon, Anthony Chabenne, Azza Khogali, Comfort Ojo, Esther Hong, Rochelle Gaudet, Ali Sayed-Ahmad, Amanda Jacob, Mujtaba Murtuza, Michelle Firlit Saint James School of Medicine, Anguilla Sub-Campus, Bonaire, The Netherlands. School of Public Health, University of Texas Health Sciences at Houston, Houston, USA. DOI: 10.4236/ojmp.2014.32015


  1. Pozitif Psikoloji Prensiplerinin Zihinsel Sağlık Sorunları Yaşayan Kişiler İçin Futbol Müdahalelerine Uygulanması Applying Positive Psychology Principles to Soccer Interventions for People with Mental Health Difficulties Bettina Friedrich1, Oliver J. Mason1,2 1Department of Clinical, Educational and Health Psychology, University College London, London, UK. 2School of Psychology, University of Surrey, Surrey, UK. DOI: 10.4236/psych.2018.93023

  2. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Bekar Kişiler Arasında Evcil Hayvan Sahipliği, Evcil Hayvana Bağlılık ve Çocuk Sahibi Olma Kararı Arasındaki İlişki Relationship between Pet Ownership, Pet Attachment and Decision to Have Children among Single People in the United States: A Need for Flexible Child Care Facilities in the United States Diane Ezeh Aruah1, Virginia Obioma Ezeh2, Cookey Ibiere Tom3 1College of communication and Journalism, University of Florida, Gainesville, Florida, USA. 2Use of English Unit, University of Nigeria, Nsukka, Nigeria. 3Mass Communication, University of Nigeria, Nsukka, Nigeria. DOI: 10.4236/jss.2019.79002




Mehmet Cihat Keleş / Ekim 2024

Kommentit


bottom of page